GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARINDAN

Ebru Sanatı

Ebru Sanatı, kökeni Orta Asya Türkleri’ne dayanan bir el sanatıdır. Bu nedenle çoğu zaman Geleneksel Türk Ebru Sanatı olarak anılır.

Ebru, boyaların su yüzünde batmadan ve birbirine karışmadan şekillendirilmesi ile oluşur.

Batma ve karışmayı önlemek için suya kıvam verici, boyaya da çözücü katılır. Boyalar su yüzüne belirli bir ritim ve ivmeyle düşürülür. Geleneksel Türk Ebru Sanatı’nda bu özellikleri sağlamak için kullanılan malzemeler sırasıyla kitre (geven otu bitkisinin gövdesinden elde edilen zamk), sığır ödü ve gül dalına at kuyruğu kılı sarılarak yapılan fırçadır.

Ebru sanatı’nın Orta Asya Türk topraklarında ortaya çıktığı ve 15. yüzyıldan itibaren Osmanlı’da yaygınlaşmaya başladığı düşünülmektedir. Resimde görünen ebru eseri New York – ABD’de bulunan Metropolitan Museum of Art müzesi koleksiyonunda yer almakta olup 16. yüzyılın başlarında Şeyh Hamdullah Mustafa Dede tarafından İstanbul’da yapılmıştır. Ebru Sanatı ilk yıllarında, örnekte de görüldüğü gibi, hadis ve siyer kitabelerinin süslemesinde ve kitap ciltlerinde kullanılmıştır. Ebru Sanatı’nda doğa nesnelerinin tasvir edilerek çerçeveli olarak kullanılması, sanatın 18. yüzyılda ata yurdundan Osmanlı’ya tekrar giriş yapması sonrası gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren Hatib Efendi, İbrahim Edhem Efendi, Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman, Niyazi Sayın ve Fuat Başar gibi ustaların, Ebru Sanatı’nın aslının muhafaza edilerek yayılmasında ve gelişmesinde önemli katkıları olmuştur.

Ebru Sanatı, 2000’lerin hemen öncesinde unutulmaya yüz tutmuş ve çok az kişi tarafından icra edilen bir sanat dalı iken, dönemin popüler kültür bileşenleri tarafından keşfedilerek günümüzdeki bilinirliğine kavuşmuştur.

Ebrucu İsmail Dündar, Ebru Sanatı ile söz konusu popülerleşme döneminin hemen öncesinde tanıştığından eğitimini geleneksel yöntemlerle tamamlamış ve icazetini aldıktan sonra öğrencilerini geleneksel yöntemlerle yetiştirmeye devam etmiştir. Halihazırda kitre ve toprak boya ile ebru yapmaya devam eden, öğrencilerine boya ezdirip fırça sardıran nadir ebruculardan biridir.

Ebru Sanatı’nın bu yüzyılın başlarında ülkemizde tekrar yaygınlaşmasının en önemli sebeplerinden biri, tasavvuf ile ilişkisinin keşfedilmesidir. Bu ilişki öncelikle Ebru Sanatı’nı Osmanlı döneminde yaşatanların çoğunlukla kalabalık camilerde görev yapan tanınmış hatipler, sahaf dünyasının saygın mücellitleri, hattatlar ve dergah postnişinlerinden çıkmış olmasıyla kurulur. Sanatın tasavvuf ile ilişkilendirilmesinin ikinci boyutu ise Ebru’nun öğrenme ve icrasının yetenekten çok sabıra dayalı olmasıdır.